beynimi uyuşturmak istiyorum. daha doğrusu hatırlamak, hissetmek, düşünmek... canımı yakacak her şeyden uzaklaşmak istiyorum. istiyorum ki düşünmeyeyim. hatırlamayayım o akşam ne olduğunu, hissettiklerimi, ya da düşünmeyeyim artık daha fazla bu yaptığımın sonuçları ne olacak diye? bu, onunla benim arasındaki mesafeyi nasıl etkiler, daha fazla uzaklaşabilir miyiz?
kafamda dönen sorular, görüntüler, sesler... çıldıracak gibiyim. içimde çığlık atan biri var. her strese girdiğimde duyuyorum o çığlık sesini. dehşet verici bir şey, sanki canından can kopartılıyormuş gibi bağırıyor içimden biri.
bazen merak ediyorum, sevmenin, aşık olmanın nedeni yalnızca hormonlar mı, yoksa gerçekten insanötesi bir şey mi var bunu sağlayan? eğer ilkiyse yaşasın, her türlü duygu yok edilebilir- değiştirilebilir böylece biraz çabayla. yok eğer insanüstü bir şeyse, sıçtık. tek ilacı zaman, o halde. merak ediyorum ne zaman kapanacak yaram? üstü açık kaldıkça mikrop kapıyor çünkü. üstünü kapatmak da bir seçim, ama neyle? arkadaşlar, aile, yeni biri? hiç birini kana bulamak istemem. bu benim seçimimdi. ne yaptıysam kendim yaptım. şimdi kimi çamuruma, pisliğime bulaştırsam ona haksızlık.
geçecek biliyorum. ama diyorum ki bazen 'güçlü olmaya çalışmak, en zor sınav. başarıyla geçebilene ne mutlu.' ben bu sınavı geçerim. ne sınavlardan geçtim, bu bişey mi? değil. değil de, kabullenmek zor zanaat azizim. ne zaman ki kabullenmeyi öğrenirim, ne zaman aldırmamaya başlarım... o zaman bunu da geçtim demektir. bu sınavın da bana öğretecekleri var: saygı, mesela.
birinin hayatına, ilişkisine, seçimlerine saygı duymak, onu olduğu gibi kabullenmek. bunu yapabilmek için uyuşmam lazım. acıyı hisseden sinirleri kesip atmak lazım belki. bilmiyorum, şu an tek bildiğim odaklanmam gereken başka şeyler olduğu. sınavlarım mesela. beynimi acı kaynağı bir merkezden, bilgiyi alan, depolayan ve yeri geldiğinde kullanabilen bir yapıya dönüştürmem lazım. ben gideyim de bunun üstüne çalışayım biraz. siz okuyadurun, ben gelirim yine.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder