22 Kasım 2013 Cuma

Ya da okumayın kardeşim, bana ne...

Valla ben karışmam, isterseniz okursunuz, isterseniz okumazsınız. Ben sadece buraya yazmaya geldim. Kafamdaki sözcükler nihayet bulsun istedim. Ve 'Julie & Julia' yı izledikten sonra gaza geldim 'Ben de yazarım ulan!' dedim. Ne tür yazdığımı ben de bilmiyorum ya.

İnsanın kafasının karışık olması çok kötü be. Neden yazıyorum biliyorum, ancak bu yazmak için önemli bir sebep mi bilmiyorum. Belki de kafamın içinde dönen sözcükler o kadar da kıymetli veya paylaşılası değil. Günlük hayatımda da böyle bu, birşeyler yapıyorum ama o yaptığım şey ne? Belli bir amacı var mı? İnsanlığı mı kurtarıcam yazarak? Bazen aklıma geliyor ne olacak bu insanlığın hali diye ama, o soru geride kalsın şimdilik. Daha önemli problemlerim var:
  • yakınlarımla ilişkim sorunlu. Yakın dediysem, arkadaşlarım yani. Çok çeşitli ortamlardan bir sürü arkadaşım var, kimi için de bu arkadaşlık dostluk seviyesine gelebilir  desem onlara kötü davranmaya başlıyorum. Onları umursamıyorum, aramıyorum sormuyorum. Yeni tanıştıklarıma karşı daha nazik ve daha sakinken, hayatımda olan insanların tabiri caizse ağzına tükürüyorum efenim. Acaba 'ya zaten bu insan benim arkadaşım, bişicik olmaz, affeder...' kafasında mı yaşıyorum ben? (hayatımda tek şanslı olduğum konu bu herhalde, genelde hep iyi insanlar beni bulur, nerede olgun insan varsa onları çekiyorum hayatıma ama ben hayatı onlarla paylaşacak kadar olgun değilim sanırım.)
  • Bak hacı, bu zamanda üniversite öğrencisi için en önemli şey para ve özgürlük. Ailemden uzakta okuyorum zaten üniversiteyi, o konu da rahatım, ama para... Yok lan, iyiyim çok şükür. Ama daha fazla bizimkilere yük olmak istemiyorum. Keşke bir iş bulsam da çalışsam. (nazik yerlerimi kaldırıp iş aramaya üşeniyorum da üstünüze afiyet.)
  •  Ben artık korkuyorum, öğretmen olabilecek miyim acaba? Bu derslerle, sınavlarla ilgili bir konu değil. Konu/ sorun kpss, hadi onu da geçtim, okullar... Çok değil, daha iki sene önce mezun oldum liseden ve en iyi ihtimalle daha 4 yıl sonra ancak atanıp da bir devlet okulunda öğretmenliğe başlayabilirim. Ben o klasik öğretmenlerden olmak istemediğim için burdayım, ama eğitim sisteminin hali -bence- içler acısı, 4+4+4'ün sancıları daha geçmedi bile, Öğretmen Şikayet Hattı diye bir olay var. Üstelik artık öğrencinin iyi not almak için kasmasına gerek yok, devamsızlıktan kalmasın yeter. Sınıfta kızlı- erkekli olmadığı sürece her türlü şımarıklığı yapabilir. Bize kalan sadece evrak işlerini yapmak, geri kalanını bakanlık halleder. Böyle mi olmalı? Hayır. Bütün kalbimle söylüyorum, doğru mu düşünüyorum bilmiyorum - belki eleştirilerimde herhangi eksik, yanlış bir yer vardır- ama böyle olmaması gerektiğini biliyorum sadece. Bunun yolu bu değil. 
          Neyse siz okuyadurun, gelirim ben yine. Selametle.