Kafamda dönüp duran kelimeleri susturmaktan bıktım artık.
Evet, onlar ordalar, sürekli ordalar, ne yaşasam ordalar. Sevinsem de üzülsem
de ordalar. Tanrıya/ Allaha şükür, en azından sevinçliyken ben kısıyorlar
seslerini. Shakespeare’nin de dediği gibi, aslında bir karakterine dedirttiği
gibi: ‘ Sessizliklik, sevincin en güzel habercisidir. Ne kadar mutlu olduğumu
anlatabiliyorsam, pek az mutluyum demektir.’
Şimdi Shakespeare’den alıntı yaptım diye ‘ Şuna bak, çakma
entel.’ demeyin bana. Aklımdaki en güzel ifade buydu duruma uyan. Hem
üstadların piridir zannımca, önemli bi’ iş yapıyoruz şurda, onayını almadan mı
geçelim?
Yazmak önemli bir iş. Önemli işte. Kendin için yazsan bile
sorumluğu büyük. Kendim için yazıyorum, alacağım veya alamayacağım övgü önemli
değil, çünkü bana ‘Yazıların kötü, berbatsın.’deseniz bile kendim için yazmaya
devam ederim. Yalnız, yazılarımı ulaşılabilecek yerlere koymam.
Yazdıkça üstümden yük kalkıyor gibi, yazdıkça daha bağımsız
oluyorum, aynı zamanda uyanık. Daha zor oluyor beni kandırmak, ancak o kadar hayalciyim ki yazarken yine
kanabilirim. Bi’ de yazdıkça kanıyorum, susuzluğum geçti artık, meğersem
özlemini çektiğim buymuş. Benim sadık yarimmiş, kalem- kağıt.
Ancak ben hala ‘Sırf bunun için mi yazıyorum?’ diyorum. Bir
işe başlarken amaç önemlidir, söyledim de en tepede ‘’ kafamda dönüp duran
kelimeler artık bi kaynağa varsınlar, söz söylenmedikçe yok hükmündedir,
söyleyeyim ki nihayete ersinler, ben de durulayım artık onlarda durulsunlar.’’.
Yazarın tek tatmini bu değildir ama. (bağlaçları çok sık
kullanıyorum, evet.) Hepimiz insanız, hepimizin o çiğ sütle acı- tatlı anıları
oldu, bu yüzden hemen ihanet edebiliriz
mesleğe. (beni duyan da 40 yıllık edebiyatçı sanacak.) Hemen ün peşine
düşebiliriz, ‘Nasıl olmuş? :)))’
sorusunun peşine, hadi popüler olayım da, hoşlandığım kız/erkek bana
kesilsin.’in peşine. Bunların hepsi bozar, en azından beni, en azından
‘delikanlı’ olmaya çalışan bu yazarı.
Sizi bilmem, ben en azından hayatımda bir şeyi kırmadan
dökmeden yapmaya niyetlendim. Kendime söz veriyorum, bu işin içine yukarıda
sayılan veya sayılmayan kötü niyetler girmeyecek. Kendi hayatımı, bu durumda yazdıklarımı,
hiçbir biçimde sahteliğe, yalana dolana, olmamışı olmuş, olmuşu olmamış gibi
göstermeye çalışanlara kurban etmeyeceğim.
Her zaman gerçeğin gücünden yana olacağım. Gerçeğin gücü, kendime
inanmamı sağlayacak tek şey çünkü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder