15 Aralık 2013 Pazar

aşk yıkama makinesi

beremin üstüne kokun sinmiş. kaldırıp çamaşır makinesine atıcam şimdi onu. kokundan kurtulmak için.

keşke beni de bi makinaya atabilselerdi. bütün duyguları yıkayıp temizleyen, beyaza, nötre dönüştüren bir makinaya. aynı sil baştan filmindeki gibi ama daha eğlencelisi.

bi kere bi düşün, orta boy yetişkinin girebileceği ölçüde yapılmış. giriyorsun içine, cenin pozisyonunu alıyorsun, dışarıdan biri de temizleyici ekliyor makineye. eğer yaşadığın aşk seni yıpratmışsa bolca yumuşatıcı... benim gibi bütün izleri silmek isteyene de bütün şişe çamaşır suyu... makinayı fişe takıp, düğmesine basıp çalıştırıyorlar, dönüyorsun, dönüyorsun, dönüyorsun. bolca su, ama bu sefer tuzsuz. dönmekten başın dönüyor, bütün onunla yaşadıkların( veya yaşamadıkların) gözünün önünden geçiyor, bunalıyorsun. bu da sıkma evresi. sonra bi de durulama var, yine bolca su, belki bu sefer biraz tuzlu, ama mutluluktan hep. durulanınca çünkü görüyorsun, değmiyormuş. ne döktüğün göz yaşına, ne geceler boyu diz çöküp yukarıda bi yerde belki kendin kadar iyi bildiğin, belki bilemediğin, korktuğun, çekindiğin o varlığa yakarmalarına...

not: yakında bi zamanda, belki 3 vakitte benim gibi yalnızlar için içeriden çalıştırmak için tuşu, temizleyici eklemek için bölmeleri olan makinalar çıkacakmış. hadi inşallah. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder